Dracula Ve Fatih Sultan Mehmet Hikayesi

Vampir hikayelerine de esin kaynağı olan Kazıklı Voyvoda, Türkler’den nefret ediyordu. Bu nefretinin altında aslında kendi esareti ve babasının başına gelenler yatıyordu.

Vlad II Dracul tahttayken iki oğlunu Osmanlı’ya iyi niyet göstergesi olarak vermişti. 1442 – 1448 yılları arasında Osmanlı’da Tokat civarında esir olarak yaşaması onu kızdırmıştı. Dracula’nın kardeşi müslüman olsa da kendisinin böyle bir niyeti olmadığından sonraki yılları bir mücadeleye sahne olacaktı. Tahta geçtiğinde ülkede açlık, suçlar had safhadaydı. Böyle bir ortamda Osmanlı ile baş etmesi imkansızdı.

Bu yüzden hepimizin onu KAZIKLI olarak anmasını sağlayan cezalandırma yöntemini benimsedi. Bunun dışında da çeşitli işkencelerle nam yaptı. Kurbanlarının kanlarını ve etlerini düşmanlarını korkutmak amaçlı olarak kullanması onun hakkındaki efsanelerin büyümesine sebep oldu.

Esir kaldığı yıllarda kardeşlik yemini ile bağlı olduğu 2. Mehmet, Vlad’ın vergi ödememesi ve ortada dönen Vlad ve kazık hikayelerinin akibetini sormak için elçiler gönderdi. Kıyafetlerinin Hristiyan dünyasına saygısızlık taşıdığı bahanesiyle Vlad elçileri öldürüp, Fatih’e gönderdi. 1460-1461 yıllarında Tuna Nehri’ni geçerek Türk ve Bulgar katliamı yapan Voyvoda’yı durdurmak için Fatih sefer düzenledi.

Fatih, Târgovişte’ye vardığında ise kazığa geçirilmiş insanlarla dolu kilometrelerce uzunlukta bir yol ile karşılaştı. Osmanlı ordusunun moralini bozsa da ordu yine de başarılı oldu. 4 Haziran 1462’de o kaleyi aldı.

Bundan 13 gün sonra bir gece Vlad, Fatih Sultan Mehmet’e suikast girişiminde bulundu. Tarihe Târgovişte gece baskını olarak geçen olayda birçok Osmanlı askeri öldürüldü, asıl amaç Fatih Sultan Mehmet’i öldürmek olsa da Vlad ve ordusunun yanlış çadıra girdiği söylenir.

Osmanlı’ya bir darbe olsa da gelen ordu 90.000 civarında askerden oluştuğundan dolayı kaçmak zorunda kalmıştır. Kaçışı sırasında vebalıları ve hapisteki suçluları Osmanlılar’ın arasına salarak, farklı bir savaş taktiği denedi.

1476 yılında ise tekrar hükümdarlık için Osmanlı’ya saldırdı, kaybetti. Mihaloğlu Ali Bey ve yanındakiler Vlad ve 300 kişilik ordusunu yenerek, Vlad’ın başını Fatih’e gönderdiler. Onun bir vampir olduğu söylentisi ise Avrupa’da çoktan yayılmaya başlamıştı. Edebiyat ve sinema dünyası da bu mücadeleye bol bol yer verir.